[ads1]Siber saldırıların tüm dünya geneline yayılması artık savaşların top ve tüfekle değil, teknolojik yöntemlerle yapılacağı hipotezini gerçeğe dönüştürüyor. Psikolojik savaş ve casusluğun son derece önem kazandığı günümüzde tüm veri işlemlerini devasa bilgisayarlarda depolayan devletler ve gizli servisler siber saldırı tehlikesiyle karşı karşıya. Geçtiğimiz aylarda Çin’li hackerler FBI ve CIA’e ait bilgisayarlardan yüklü miktarda veriyi çalmış, bunun üzerine yapılan siber saldırıyı ABD hükumeti yazılı olarak kınamıştır. Çin Halk Cumhuriyeti saldırıyla ilgili iddiaları üzerine almayarak yapılan saldırıların hükumetleriyle hiçbir bağlantısının olmadığını açıklamıştı.
Aynı şekilde ABD’li hackerler Çin’e karşı siber saldırılarda bulunmuş ve dün Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamayla saldırılar kınanmış ve saldırıların sorumlusu olarak ABD gizli servisi sorumlu tutulmuştu. Çin Dışişleri Bakanlığı basın sözcüsü Hua Chunying’in yaptığı açıklamaya göre Çin’in resmi telekominikasyon şirketi olan Qinghua’ya yapılan siber saldırıların telekominikasyon sisteminin büyük ölçüde aksamasına neden olduğu bilgisi verildi.
Çinli yetkililer aynı zamanda ABD gizli servisi CIA‘dan sızdırılan ve tarihe Snowden vakası olarak geçen CIA yetkilisi Edward Snowden‘ın sızdırdığı Prizma adlı program aracılığıyla dünyanın her köşesinde milyonlarca kişinin telefon görüşmelerini dinlemeye yarayan projenin açığa çıkarılması sebebiyle Çin, ABD’ye büyük bir kin beslemekte. Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Hukuk açısından NATO’nun da kabul ettiği saldırı yöntemi siber saldırıların devletler arası ilişkileri giderek gergin hale getirmesi, gelecekte bazı anlaşmazlıkların ortaya çıkmasına sebep olacaktır.